Sleuth: Entrikanın hası


Sinemanın 'eski numaralarına' bayılıyorum. Bütün o planlar, kamera hareketleri, vermek istediği duyguya göre uzun sahneler, kısa sahneler, vsler. Dozunda ama yine de rahatsız eden sessizlikler. Bir de müzik var tabii; yükselir, alçalır, yavaşlar, bir gerer bir rahatlatır. Hepsi safi gördüğümüzü hissedelim diye yapılan bildik taktikler. Hem de gözümüzün içine soka soka. Yine de seviyorum. Sleuth'un devamının çekilmesine de bu yüzden sevdim. Gerçi bir devam filminden bahsedemeyiz tam olarak; ilk filmi 1972 yılında Joseph L. Mankiewicz yönetmiş, başrollerini Laurence Olivier (Andrew Wyke) ve Michael Caine (Milo Tindle) paylaşmıştı. Senaryo ise Anthony Shaffer'ın bir tiyatro oyunundan devşirilmişti. (daha fazla bilgi için http://www.imdb.com/title/tt0069281/)


Yeni Sleuth ise 2007'de vizyona girdi. Michael Caine bu sefer, karısını aktör olmaya çalışan bir berbere (Jude Law) kaptıran gerilim romanlarının aranan yazarını canlandırıyor. Milo Tindle rolünü üstlenen Law, aynı zamanda filmin yapımcısı; hatta senaryoyu tekrar yazması için Herold Pinter'ı büyük çabalarla ikna etmiş. Eh bir de Kenneth Brannagh faktörü var; filmi içgüdüsel bir yaklaşımla yönettiği çok belli ve sizi şaşırtmak istemem ama sinemanın o 'eski numaralarını' bol bol kullanıyor. Her neyse... Bir kadın için birbirleriyle tango yapan ve bundan tuhaf bir keyif alan iki adamın hikayesini anlatmayacağım. Senaryo, oyunculuk, müzik, yönetim, filmin ve dahi gerilimin üzerine kurulduğu bütün entrikalar, hepsi çok dozunda. Ama modern yapısına rağmen, 'Bir film seyrettiğimin fena halde farkındayım, ama biri şu popcornu önümden alsın lütfen' tadını veren klasik sinema numaralarını seyretmeye değer. Tavsiye :)

Yorumlar