
Festivalde ölümü temsil etmek için maske takan genç erkekler, yüzlerini karaya boyayıp bembeyaz giyinir, devasa şalgamları oyup fenerler yapar olmuşlar, böylece ölüleri uzak tuttuklarına inanırlarmış... Gel zaman git zaman ada antik Roma etkisiyle hristiyanlaşmış ve Samhain festivali "bütün azizlerin günü" (all-hallows-even) ile birlikte kutlanmaya başlamış. 16. yüzyıla geldiğinde 31 Ekim tarihi kısaca Halloween olarak anılıyormuş. O gece maske ve kostüm giyen insanlar yiyecek ve içecekleri paylaşıyor, bir taraftan da birbirlerinin kaderlerini öğrenmek için fal bakıyorlarmış.
Halloween Amerika'da da kutlanmaya başlayınca şalgam yerine daha büyük olan balkabakları oyularak fenerler yapılmaya başlanmış. Bu arada çocuklar da ellerine birer çanta alıp, giyebilecekleri en korkunç kıyafetleri ve maskeleri kuşanıp önünde balkabağı feneri yanan evlerin kapısını çalmaya, ev sahipleri şeker vermezlerse onların başlarına binbir bela açacaklarını (trick or treat?) söylemeye başlamışlar. Başa açılacak bela da korkunç bir şarkı ya da hayalet hikayeleri olurmuş, o yüzden çocuklar ev sahipleri korkmak istemiyorlarsa paşa paşa şekerleri peşinen vermelerini isterlermiş.

Genç kızlar da o gece aynaya bakarlarsa, müstakbel kocalarını görebileceklerine inanır, bütün geceyi mum ışığında aynanın önünde geçirirlermiş. Tabii Cadılar Bayramı bununla da kalmamış, insanlar şehirlerde yaşamaya başladıktan sonra bir sürü şehir efsanesine de yol açmış. İnsanlar birbirlerini korkutmak için birbirinden korkunç hikayelerle başkalarını korkutmaya, hatta bazı zamanlar gerçekten birbirlerini öldürmeye başlamışlar, ama bu söylediğim ikincisinin de çoğu şehir efsaneleri olmakla kalmış. (Mesela blog yazarı, yazıyı yazarken sürekli bağlantının kesilmesinden, bir sürü şeyin ters gitmesinden kıllanmışsa da özellikle internet bağlantısı konusunu TTnet'in basiretsizliğine bağlayıp korkularının üstesinden gelmeyi becermiş, olanları "hadi canım sen de!" diyerek geçiştirmiş.)
Cadılar Bayramının benzeri Anadolu'da da (Trabzon civarı) Kalandar Eğlenceleri olarak kutlanırmış. Kalandar, yörenin kadim takviminde Ocak ayı anlamına geliyormuş ve yılbaşı eğlencesi için karakoncolos kılığına giren çocuklar ve gençler bir sopanın ucuna astıkları torbayla kapı kapı gezer, yiyecek içecek toplarlarmış. Karakoncolos 24 Aralık - 6 Ocak tarihleri arasında yer altından çıkıp insanlara zarar vermeye çalışan iblislermiş. Yüzleri kapkara olan bu iblislerin ayı gibi postları varmış ve bellerinde çanlar taşırlarmış. Tabii onlarla birlikte arçuriler, kapreler, dağ adamları ve benzerleri de eksik olmazmış.
31 Ekim gecesi bir partiye katılmaya niyetlenen blog yazarı, neyi kutlayacağımı bilmeden hiçbir partiye gitmem diyerek, araştırmasını yapmış, üzerinde düşünüp taşınmış ve her günün farklı farklı nedenlerle kutlanabileceği sonucuna varmış. Velhasılı kelam zaten "deliye her gün bayram" değil miymiş? O zaman herkesin Cadılar Bayramı kutlu olsunmuş...
Gökten 3 elma düşmüş, bir yazarın başına, biri delilerin başına, üçüncüsü de içindeki jiletle partileyenlerin başına düşmüş. Herkes ermiş muradına, OSHUBU! okuyanlar çıksın kerevetine... ;)
HAPPY HALLOWEEN!
karakoncolos konulu link çalışmıyor. Yazının orjinali şu olmalı: http://www.karalahana.com/makaleler/folklor/Karakoncoloz%2520nedir.htm
YanıtlaSiluyarı için teşekkürler :)
Sil