MIŞ GİBİ YAPARAK BİZİ KORKUTAN FİLMLER - MY TOP 10


Aslına bakarsanız pek fazla örneği olduğu söylenemez. Cannibal Holocaust ile başlayıp Blair Witch Project ile zirve yapan film içinde film, aktüel kamera, belgesel türünden beslenen filmler, yarattıkları gerçeklik duygusuyla şahsen sevdiğim bir tarz.

Buyurun buradan korkun... :)


Heyecan olsun diye Top 10'i sondan başlatacağım.

10.

Blair Witch Project'in atası Cannibal Holocaust. Bir grup antropolog, Güney Amerika'nın sık cangıllarına girip ilkel hayatı araştırırken, belgesel hazırlamaktadırlar. Bu sırada yamyam kabilelere rastlarlar. 2 ay sonra da kaydettikleri filmler bulunur.

1980 yılında sinemalarda gösterime girdiğinde, içerdiği şiddet, hatta snuff movie muammelesi görmesi nedeniyle birçok ülkede mahkeme kararıyla yasaklandı. Çünkü en iyi efekt gerçek olanıdır iddiasıyla çekilen ilk filmlerdendir. Gerçekten de rahatsız edecek derecede iğrenç bir film.

9.

Diary of the dead. Bir grup sinema öğrencisi kendilerini zombilerle dolu bir dünyanın filmini yaparken bulurlar. Zaman zaman hikayede saçmalasa da türün... Aman daha ne diyeyim, zombi filmi işte :)))

8.

My Little Eye. Birbirini tanımayan 5 kişi 6 ay kalmak üzere "Biri Bizi Gözetliyor" gibi her yanı kameralarla dolu bir eve gelirler. Hepsinin kendi sırları, eve geliş nedenleri ve tabii ki 51 milyonluk ödülle ilgili beklentileri vardır. Sonra hem kendileri, hem de birbirleriyle hesaplaşmaya girişirler, çünkü evde yapılacak çok fazla şey yoktur.

7.

The Poughkeepsie Tapes. Daha çok Zone belgesellerine benzeyen bir film. Poughkeepsie'de daha ilk cinayetinden itibaren marifetlerini kameraya kaydeden bir seri katilin kasetleri bulunur. Polisler, uzmanlar, saatlerce süren bu kasetleri seyredip, katilin kimliğini bulmaya çalışmaktadırlar. Bir seri katilin hatıraları özetle.

6.

The Last Exorcism. Bir peder, şeytanın çarptığı bir takım insanları iyileştirme gücüne sahiptir, bu sayede kilisesini ayakta tutmaktadır. Oysa peder daha çok insanları psikolojik ve bilimsel veriler doğrultusunda iyileştirmektedir ve şeytan çıkarma ritüelleriyle dalga geçmektedir. Kendisiyle ilgili bir belgesel talebi doğrultusunda eyaletin çeşitli yerlerinden gelen mektuplardan birini seçerek, film ekibiyle birlikte yola çıkarlar. Tanrının unuttuğu bir yerdeki çiftlikte bir kız çocuğu tuhaf davranmaktadır. Peder kızı psikolojik açıdan rahatlattığını sandığı anda her şey tersine döner. Dahası filmin sonunda çok daha farklı bir son beklemektedir bizi. :))

5.

The St. Francisville Experiment. 4 genç bir gecelerini kameralarıyla birlikte perili bir evde geçirirler. Çoğunlukla karanlıkta ve el feneri ışığında geçen bu filmdeki en korkunç şey gölgeler. Film boyunca neredeyse hiçbir şey görmüyoruz, sadece gençlerin korkuları ve kameranın yakalayamadığı bir takım hareketliliklerden korkuyoruz. Diken üstünde tutan bir film.

4.

REC. Heyecanlı ve acemi bir televizyon programcısı kızımız, itfaiyecilerle ilgili bir haber yapmaktadır. Amacı itfaiyede bir gece geçirmektir. Gecenin ilerleyen saatlerinde bir çağrı gelince bir apartmana gitmek üzere yola çıkarlar. Girdikten sonra ise apartman karantinaya alınır, çünkü içeride yayılan salgın herkesi zombiye dönüştürmektedir. Heyecanlı kızımız, büyük haberi yakalamıştır, o yüzden kamera sonuna kadar çekmeye devam eder.

Orijinali İspanyol olan bu filmin Amerikan versiyonu (Quarantine) da yapıldı ve devam filmi de var. Amerikanların bazen filmleri daha iyi kotardığını düşünüyorum. Tercih sizin...

3.

Cloverfield. Bir parti sırasında sıkıntılı New Yorklu ilişkileri yaşanırken birden deprem olur. El kamerasıyla birlikte sokağa döküldüklerinde Hürriyet Anıtının kafası yanlarından geçer. Sonra anlayacaklardır ki New York'a nereden geldiği belli olmayan bir canavar saldırmıştır. Gökdelenlerin boyundaki bu canavarı, yıkılan şehri, 5 arkadaşın kaçma çabalarını ve filmin sonunda canavarın nereden geldiğini hep el kamerasındaki kayıttan seyrederiz.

Lost yaratıcılarının sessiz sedasız sayılabilecek bir tanıtımla ortaya çıkardıkları filmin hikayesi dehşete düşürmüyor (tabii gökdelen boyunda tuhaf bir canavar için aman o da neymiş demiyorsanız ayrı), ama iyi kotarılmış bir film olduğu için 3. sıraya yerleşiyor.

2.

Paranormal Activity. Maalesef çocukluğumuzdan beri cin hikayeleri dinleyerek korktuğumuz için, belki de Türk insanına en yakın filmlerden biri. Evli çiftimiz yeni evlerine taşındıktan sonra evde tuhaf şeyler yaşamaya başlarlar. Kadın ciddi korkmaktadır, erkekse bunların kuruntu olduğunu düşünmektedir. Haklı olduğunu göstermek için de bir kamera alır ve geceleri yatak odaları da dahil olmak üzere kaydetmeye başlar.

Daha fragmanını izledikten sonra bile ciddi ciddi korktuğum Paranormal Activity'yi sinemada izlemedim, ama büyük projeksiyondan perdede seyrettim. Gayet başarılı kurgusuyla, diken üstünde seyrediyorsunuz. İkincisi de çekildi ve ilkinde olanları bir nebze açıklayarak merakımızı gideriyor. O da fena değil. Özetle fragmanıyla (yani düşüncesiyle) korkutmayı becerdiği için 2 numaramda yer alıyor :)))

1.

The Blair Witch Project. Elbette bir numarada BWP var. 3 sinema öğrencisi Blair ormanındaki cadıyla ilgili bir belgesel yapmak üzere kamp malzemelerini ve kameralarını yüklenip yola çıkarlar. Aylar sonra çektikleri filmler bulunur.

Ormanda sadece sesler ve gölgelerle, izleyeni sürekli diken üstünde tutan bir film BWP. Asla cadıyı görmüyoruz, cadıya dair hiçbir şey görmüyoruz hatta. Filmi izlerken korkularımızı nasıl da kendi kendimize körüklediğimizi düşünmeden edemiyorsunuz. Velhasılı kelam, düşük bütçeyle kotarılan film, özellikle internet sitesi (1999'dan bahsediyorum) ve gerçekmiş gibi yapılan tanıtımıyla büyük ilgi toplamıştı. Pazarlama başarısı zaten, kendisinden sonraki benzer filmlere esin kaynağı oldu. Devam filmi yine Blair Witch cadısı üzerine odaklanıyor, yine aynı bölgede geçiyor, hatta ilk filmin (daha doğrusu bulunan film makaralarının) yarattığı ilgiyle bölgeye akın eden turistlerin başından geçenleri anlatıyor. Yine belgeselmiş gibi bölümleri var, ama daha çok bir korku filmi gibi değerlendirmekte fayda var. Çoğu kimse sevmez, ama ben onu da sevmiştim.

Son olarak; bu tür filmlerin yeni örneklerini özellikle Paranormal Activity'nin ticari başarısından sonra daha sık göreceğiz gibi görünüyor. Mesala The 4th Kind da mış gibi yapan belgesel görüntülerden destek alıyor, ama tamamı belgeselmiş gibi değil. O yüzden listeye almadım. Eskilerden ve yenilerden henüz seyretmediğim filmler;



Yorumlar